‘Kostümlü İnsanlara Ucube Gözüyle Bakılıyor’- Burcu Aycan İle Cosplay Üzerine

Cosplay çalışmaları ile dikkatleri üzerine çeken Burcu Aycan ile bir söyleşi yaptık.

Son dönemlerde cosplay kültürüne büyük bir ilgi var. Cosplay yapanlar arttığı gibi yapmayanlardan da destek ve saygı görmeye başladı. Peki, beklenilen seviyede mi bu ilgi? Hem Burcu’yu tanıyalım hem de kısaca cosplay’in Türkiye’deki durumuyla alakalı fikirlerini okuyalım.

Öncelikle Burcu Aycan kimdir?

- 1988 Ankara doğumluyum. Hacettepe Grafik mezunuyum. Oyun sektöründe çizer olarak çalışmaktayım. Cosplay favori hobim, onun dışında anime – manga ilgi alanım. Şimdiye kadar birçok seri takip ettim, film izledim ve devam etmekteyim.

Cosplay’in sözlük anlamını biliyoruz, biz sizin nezdinizdeki manasını merak ediyoruz?

- Cosplay benim için sevdiğim karakterin ete kemiğe bürünmesidir. En çok değer verdiğim şey ise o karakteri kendinde de canlandırabilmek, görünce “İşte bu o. Olmuş.” dedirtebilmek. Karakteri yaşatmak yani.

Cosplay çalışmalarına nasıl başladınız?

- Fakülteden bir arkadaşın kolumdan tutup beni “Bak böyle bir parti var. Sen de gel.” demesiyle rastgele başladı diyebilirim. O zamana kadar sadece yabancıları internet üzerinden takip ediyordum ve bilmiyordum böyle etkinliklerim ülkemizde de olduğunu.

Cosplay tercihlerini genel manada değerlendirdiğimizde daha çok anime ve mangaları görüyoruz. Neden?

- Aslına bakarsak Cosplay zaten Japonya’dan çıkma bir kültür. Benim ilgi alanım daha çok Japon kültürü. Anime izlemeyi çizgi film izlemekten daha çok tercih ediyorum. Daha derin oluyor konuları. O yüzden beni daha çok etkiliyor ve daha çok takip ediyorum.

Türkiye’de Cosplay

Türkiye’deki cosplay âlemi ne durumda? Ya da böyle bir âlem var denebilir mi?

- Var aslında ama çok fazla yaygın bir kitle olmadığı için herkes birbirini tanıyor ve iç içeler. Bu yüzden arada bir tartışmalar yaşansa da etkinlikler ve partiler düzenleyip takılıyor insanlar

Türkiye’deki cosplay’ciliğin zorlukları nedir?

- Malzemeden ziyade ülkemizdeki genel sıkıntısı “kabul görme”. Ülkemiz insanları alışkın değiller pek. Ucube gözüyle bakabiliyorlar kostümlü insanlara. Yoksa cosplayde malzeme bulma işi senin yaratıcılığına kalmış. Leğenden zırh yapabilmek gibi

En sevdiğiniz, en zorlandığınız ve en beğenmediğiniz cosplay çalışmalarınız hangileri?

- En sevdiğim sorusu çok zor aslında. Hepsini ayrı ayrı seviyorum. (Catwoman, Fiora (League of Legends), Ciel Phantomhive (Kuroshitsuji))

En zorlandığım ise Fiora oldu. Kılıçları, dikilmesi vs..

En beğenmediğim ise Katekyo Hitman Reborn’den Mukuro Crossplay’i. Erkek karakter ne yazık ki çok gitmedi. Adamın bütün cool havasını öldürdüm.

Yapmak istediğiniz ama imkânlar dâhilinde istediğiniz cosplay’i ortaya çıkaramadığınız bir çalışma var mı?

- Var tabii. Mesela Evangelion’dan Asuka’nın Plugsuit’i için çok uğraştım ama uygun kumaşı bulamadığımız için gerçekleştiremedim ama her şekilde o kumaşı bulup, zırhlarla destekleyerek hayata geçireceğim.

Sizin gibi cosplay yapanlar arasında beğendiğiniz yerli ve yabancı isimler istesek?

- Yabancı olarak çok isim var ama ilk aklıma gelen Behindinfinity grubundan Jin. Hatun ne yapsa oluyor neredeyse. Erkek olaraksa ismini bilmediğimiz Alman cosplayer Videros var. Kendisini Deviantart’tan takip ediyoruz.

Türk cosplayer söylemek zor açıkçası ama okuyanlar beni neden söylemedi diye lütfen kırılmasınlar. Bence henüz fenomen denebilecek hiçkimse yok. Bu çok normal çünkü bu hobide ülkemiz çok yeni.

Bayan olarak kısa bir süredir yapıyor olmasına rağmen Ceyda Doğan özellikle League of Legends cosplay’lerinde başarılı bir arkadaşımız. O da zaten benim gibi oyun sektörünün içinde yer alan bir insan. Öyle olması normal diye düşünüyorum. Miray Songün var. Sessiz sedasız bir hatun ama o da mütevazı bir şekilde çok güzel işler çıkartıyor. Melodi Kızılgün’de bu konuda iyiler arasında. Hepsine başarılar diliyorum.

Erkek olarak da gerçekten ciddiye alıp yapan, hatta fazla ciddiye alıp kafayı yedirtecek detaylara takıntılı Ertunç Ertav var. Senelerdir yapıyor zaten bu konuda çok saygı duyuyorum. (Biz portakalda vitaminken onlar cosplay yapıyorlarmış ) Bir tane daha hasta bir cosplayer Enes Güç varmış. Kendisiyle KONTAKT 3′de tanıştım. Witch King cosplayini görmeniz lazım. Demirden falan, bildiğiniz yapmış adam. Onlara da başarılar ve bu azimlerinin devamını diliyorum.

Cosplay Hayranlarına Öneriler

Okurlarımıza bir şeyler söylemek ister misiniz?

- Eğer cosplay yapmamış ve yapmak istiyorsanız size görsel olarak benzeyenden ziyade ruhunuza daha çok hitap eden, sizi kalbinizden vuran karakterlerle başlayın. O zaman daha çok eğleneceksiniz. Bir de kötü eleştirilere lütfen takılmayın. Bu bir hobi neticede bunu unutmayın. Sizi kimse yıldırmasın.

Burcu’nun cosplay ve dijital çalışmalarının birçoğuna http://burcuaycan.deviantart.com‘dan ulaşabilir, kendisinihttps://twitter.com/burcuaycan adresinden takip edebilirsiniz

Her Üniversitede Mutlaka Bulunan 24 Öğrenci Tipi

ster Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde okuyun, isterseniz Boğaziçi Üniversitesi’nin enfes manzarasında bir şeyler yudumlamış olun, isterseniz Bilkent Üniversitesi’ne arabayla selam durmuş olun; aşağıdaki liste hangi üniversitede olursanız olun size tanıdık gelecektir.

Sizi listeye uğurlamadan önce belirtelim: Biz aklımıza gelenleri yazdık, siz eklemelerinizi yorum olarak bırakabilirsiniz 

1. Ruh halini saç rengiyle ortaya koyan bağımsız film kızları

Bu arkadaşların ruh halleri genelde Türkiye gündemi gibidir. Nedeni bilinmeyen minör depresyonlar ve sevgiliden ayrılınca gelen major depresyonlar en vazgeçilmez özellikleri arasında yer alır. Saç renkleri mevsim değişikliği göstermekle birlikte, ruh halinin de yansımasıdır. Kadıköy ve Taksim en çok ikamet ettikleri yerlerdendir.

2. Çok fazla vampir filmi izlemiş arka sıradaki uzun saçlı gizemli çocuk

Bu tür derse gelir ve gider. Kimseyle muhatap olmaz. Yan sınıftaki çocuk dışında da kimse bu türü tanımaz. Sınıfın kızlarının kendi aralarındaki konuşmalarına mutlaka konuk olan bu gizemli çocuğun aşırı derecede vampir filmine maruz kaldığı düşünülmektedir.

3. Her şeye yetişen sosyal tipler

Bu tür, tüm derslere gider bir yandan part time işte çalışır ve her hafta sonu arkadaşlarını ihmal etmeden bir iki bira yuvarlamayı başarır. Yeniliklere açıktır ve sürekli kendisini geliştirir. En önemli özelliği kendine özgü oluşudur. Uykuyu çok sevmez. İş zamanı iş, eğlence zamanı eğlence anlayışını düstur edinmiştir.

4. Topuklu ayakkabı giymese ölecek hastalığına yakalanmış iş kadınları

Daha öğrencilikten beyaz yakalı olmayı garantileyen öğrenci iş kadınları, okula rektöre sunum yapacakmışçasına her gün grand tuvalet gelir. Siyah pantolon ve küçük siyah elbise, topuklu ayakkabının başlıca kombinleridir.

5. Üniversiteye öğrenci kulüpleri için gelmiş kızlı erkekli tayfa

Dersten daha çok girdikleri kulüplerle ilgilenen bu tayfa, genellikle beraber gezer. Hafta sonu gezileri, akşam kulüp odasında geyik yapma, kulübe yeni gelen kıza ya da çocuğa ‘yazılma’ dahil her işi birlikte görür. İlk olarak imza attığı kulüp farklı olsa da, fotoğrafçılık kulübünde görülmeme ihtimalleri düşüktür.

6. Sosyal mesaj uğruna yaz kış yeşil parka giyen grup

Verdikleri sosyal mesaja saygı duymakla beraber bu türün karşılaştığı en büyük tehlike kurdeşen ve isiliktir. Yaz aylarının getirdiği sıcaklar yeşil parkaya iyi gelmeyince bu iki nalet hastalığın pençesine düşebilirler. Genellikle en az 3 kişi gezmeye dikkat eden bu türün aralarında mutlaka bir kız ya da bir erkek bulunur. Asla aynı cinsten 3 kişi gezmezler.

7. Batak, okey ya da king oynamaktan devamsızlıktan kalanlar

Üniversite sınavına hazırlanmaktan mıdır bilinmez bu tür, dersten kaçarak en yakın kafede bir kağıt oyununa gömülmekle bilinir. Hatta bu uğurda tüm enerjilerini, oyuncu sayısını tamamlamak adına birkaç arkadaşı dersten kaçırmaya harcar. Üç masa oyun kurdukları görülmüştür.

8. Farklı bölümlerde okuyup sürekli beraber gezenhipster gençlik

Farklı tarzda bir ‘tarikat’ olan bu grup, asla kendi bölümünden biriyle arkadaşlık kurmaz. Çünkü hipster’lığın kurallarından biri de ‘bulunduğun ortamın tamamı hipster değilse yalnızca sen hipster olmalısın’ üzerine kuruludur.

9. Aşktan başka bir şey konuşmayan kız grubu

İçlerinde mutlaka ve mutlaka bir adet Nurcan, Leyla ya da Semra bulunan bu grup, Murat’ları Oktay’ları ya da Can’ları konuşmak için yaratılmıştır. Aşk, hoşlanma, ayrılık, “Murat’ı duydunuz mu ne yeapmış” en önemli konu başlıklarıdır. Gruba dahil olmanın tek şartı bir çocuktan hoşlanmaktır. Eğer böyle bir durum da gerçekleşmiyorsa geriye yalnızca “Lise aşkımı hala unutamadım” taktiği kalır ki onun da ömrü çok uzun değildir.

10. Bıyığı badem yemeği pilavlı olanlar

Adeta bir aseksüel gibi yaşıyan bu tür, herhangi bir konu hakkında fikir beyanatında bulunmaz. Kendilerine sorulan soruları temkinli bir şekilde yanıtlar. Genelde okulun yakınındaki bir yurtta oturan ya da bol erkekli bir evde ikamet edilen bu mülayimlerin, pilav yemeğini çok sevdiği ve akşamları bol miktarda sohbet ettiği rivayet edilir.

11. Hayatta yegane emeli not almak olan en ön sıra tayfası

Kendini göstermek amacıyla her zaman en ön sıraya oturan bu tip, tuttukları notları fotokopiciye satsa zengin olur. Yer yer notlar konusunda paylaşımcı oldukları için dalga geçilmekten kurtulur. Aralarında Sevgi isminde biri olması kuvvetle muhtemeldir.

12. İflah olmaz vücutcular

Bu türün en keskin özelliği kışın mutlaka 3 defa hasta olmasıdır. Çünkü yaptıkları vücudu göstermek için kar kış kıyamet demeden tişörtle gezer. Yanında her an adaya düşecekmişçesine taşıdıkları büyükçe bir spor çantası eksik olmaz. Karşı cinsin yanında caka satmakla yetinirken, hemcinsinin arasında yaptıkları programdan, bastıkları kilodan bahseder.

13. Olmasa daha güzel olacak mükemmel öğrenci

Bu tür caretta caretta kaplumbağalarından bile daha nadir görülür. Aralarındaki fark bu tür yok olma tehlikesiyle karşı karşıya değildir. Her sene mutlaka bir tane daha gelir. Zengindir, yakışıklıdır, çalışkandır, 3 dil bilir, sörf yapar üstüne üstlük bir de iyi kalplidir. Evlat olsa sevilmeyecek olmasının nedeni, haliyle kıskanılmasıdır. Adeta Ruşen amcanın oğlu Sedat’ın üniversiteli versiyonudur.

14. Varlığı parti ve organizasyonlara armağan olanlar

Bulundukları üniversitenin gittiği tüm programlar (Beyaz Show’dan Flash Tv halaylarına kadar) ve hafta sonu partileri bu arkadaşlardan sorulur. İlgi alanları Tuğçe’ler ve Merve’lerdir. Facebook arkadaşları ortalama 1500 civarlarında olup, üniversitenin sayfalarında parti event’leriyle kendilerini gösterirler.

15. Zeki olduğu için çalışmadan ders verebilen sinir, yakın arkadaş

Nadir türler arasında bulunan zeki yakın arkadaş, aslında iyi insandır. Ancak ortalama insanlar ertesi günkü sınav için koca gece ders çalışırken bu World of Warcraft ya da FIFA oynar. Yanındaki insanları caydırma eylemine girmese de, doğası gereği dikkat çeker. Bir hafta sonra notlar açıklanır, bu arkadaş yine 80 almıştır.

16. Her sınıfta en az bir adet bulunan yaşıtları BAĞ-KUR’dan emekli olmuş öğrenciler

Tüm üniversitelerin tüm bölümlerinde bir adet ‘…. abi’ ya da ‘…. abla’ bulunur. Bazıları hayata geç kalmış ve ilk üniversitesini 43 yaşında okuyorken, bazıları dördüncü üniversitesini okuyordur. Rektörlüğün üniversiteyi bu arkadaşların üstüne yapma ihtimali her daim gerçekliğini korur ve ne yazık ki yaşıtları çoktan BAĞ-KUR’dan emekli olmuştur.

17. Yalnızca bahar şenliklerinde ortaya çıkan çığırtkan grup

Yalnızca bahar şenliklerinde ortaya çıkan bu türü, normal zamanda görmek mümkün değildir. Nisan ayının sonu itibariyle meydanlarda irili ufaklı görünmeye başlayan bu çığırtkan grup, festival günü sağda solda birbirine bağırmasıyla bilinir. Grup üyeleri festivalin bitmesiyle yine sessiz sedasız ortalıktan kaybolur.

18. Neredeyse halı saha maçına gidecek erkeksi kızlar

Bu tür, erkek cinsinin Rus’a gitmek dışında yaptığı tüm eylemleri gerçekleştirme eğilimindedir. PES atmak, Mortal Kombat oynamak, karşı masadaki çocuğu ‘götürmek’ bu eylemler arasında gösterilebilir. Cana yakın ve samimi olmakla birlikte erkek arkadaşlarının sevgilileri tarafından pek sevilmez; potansiyel tehlike olarak görülür.

19. Önüne çıkan her kıza ‘yürüyen’ liseden kalmalar

Bu türün en keskin özelliği ise, sabırdır. ‘Kanka ayağı bilmem ne ayağı’, ‘Abla deme lazım olur’ gibi tüm olmayası cümlelere hakimdir. Eğer ilk birkaç hamlesi yerini bulursa kendisi açısından mutlu bir üniversite hayatı olur. Eğer ilk 3 teklifi reddedilirse artık resmi bir ‘loser’ olduğundan yatay geçiş bile yapabilir.

20. Takım elbiseliler

Yüksek dozda Barney Stinson’a, Devlet Bahçeli’ye ya da sunumda takım elbise giyilmesini isteyen hocaya maruz kaldığı düşünülen bu türü, yakından tanımayan kimse takım elbise dışında görememiştir. Kravatlı ya da kravatsız olarak ikiye ayrılır ve kışın kadroya kaban dahil olur.

21. Erasmus, Work and Travel ve Interrail sevdalıları

Birinci sınıftaki Olimpos gezisinin ardından hızını alamayan bu grup, ikinci sınıfın yazında Work and Travel, üçüncü sınıfın ikinci dönemi Erasmus ve dönüşte yaptığı Interrail ile ailesine hasret yaşatmasıyla bilinir. Nerede bir Juliette, nerede bir Sanchez varsa bu grubu tanır.

22. Sürekli beraber takılan sinir bozucu sevgililer

Beraber yemek yemekten derbi izlemeye, sınava beraber çalışmaktan tiyatroya beraber girmeye kadar tüm aktiviteleri birlikte yapan bu çiftler, Allah muhafaza ayrıldıklarında yalnızlıktan delirirler. Dekan dahil herkes bu çiftlerin bir an önce okulu bitirmesini ve bir an önce evlenmelerini ister. Yalnızlar için ayrı bir tehdit unsuru oluşturan bu grubun yıllıkları genelde 3 sayfadan öteye gitmez.

23. Her taşın altından çıkan girişkenler

Uluslararası organizasyon, okulun düzenlediği kariyer günleri, öğrenci temsilciliği, hoca gelmediği takdirde yoklamayı almak, laboratuvar anahtarı ve daha birçok taşın altından bu girişkenler çıkar. Her bir naneye koşturmaktan genelde okulları uzayan bu türün okulda tanımadığı hoca olmamasından mütevellit her ihtimale karşı yakın tutulması önerilir.

24. Nam-ı diğer tikiler

Karakteristik özellikleri cümle kurma yöntemleri ve takıldıkları mekanlar olan bu tür, “Bensu bu hafta na yapısoğannn?”, “Oluuuuum Anjelique bile apaçi doldu” gibi cümlelerden tanınabilir. Her ne kadar sağlıklı iletişim kurmak bir hafta sürse de, göründükleri kadar snob insanlar değildir.